Siyasette “Kahrolsun istibdat, yaşasın özgürlük” sloganlarının sıkça dile getirilmeye başladığını hatırlatan Sultan Abdülhamid Han Kültür ve Eğitim Derneği Başkanı Turgay Yazıcı, “Görüyoruz ki birileri Sultan Abdülhamid ile.....
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kıyaslıyor, bir görüyor. Bu çırpınışlar onun eseri. Kahrolsun istibdat, yaşasın özgürlük naraları yeni Emanuel Karasu olmak isteyenlerin dilinde pelesenk olmuş” dedi.
Sultan Abdülhamid Han Kültür ve Eğitim Derneği Başkanı Turgay Yazıcı, son dönemde siyasette sıkça dile getirilmeye başlanan “Kahrolsun istibdat, yaşasın özgürlük” sloganının Sultan Abdülhamid dönemiyle bugünün benzerliği ve aynı akıbetin bugün de yaşatılması olduğunu ifade etti. Birilerinin yeni Emanuel Karasu olmak istediğine vurgu yapan Yazıcı, Türkiye’nin son 20 yılı ile Sultan Abdülhamid Han döneminin benzerliğine de değindi.
AÇIKÇA MESAJ VEİRYORLAR
Konuşmalarında “Kahrolsun istibdat, yaşasın özgürlük” ifadesini kullanan tüm siyasilerin Yeni Emanuel Karasu olmaya talip kişiler olduğunu kaydederek; “Birileri çıkmış sürekli ‘Kahrolsun istibdat, yaşasın özgürlük’ naraları atıyor. Isıtıp ısıtıp bu sözü meydanlara söylemenin elbette bir amacı var. Mitinglerde Sultan Abdülhamid Han ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’a saldırıyorlar. Hepsinin bir sebebi var. Bizler de bu sebebin farkındayız. Peki, bu sloganı çıldırmışçasına atmaya ne zaman başladılar! 27 Nisan… Sultan 2. Abdülhamid tamamı Masonlardan oluşan 4 kişilik heyetten darbe bildirisini aldığı gün, takvimler 27 Nisan 1909'u gösteriyordu. Bu söylemlerle bir yerlere bir mesaj verildiği aşikar. 100 yıl önce de ‘Yaşasın hürriyet, kahrolsun istibdat’ diyenlerin Abdülhamit Han’a isyan edip Beyoğlu’ndaki İngiliz Sefarethanesine gidip İngilizler lehine askere yazılmak için sıraya girenler olduğunu biliyoruz. Bugün de bunu diyenler farklı düşüncede değiller. Abdülhamid’e tahttan indirildiğini söylemek için Yıldız Sarayına giden heyette kimler vardı? Yahudi Emmanuel Karasu, Ermeni Aram Efendi, Esad Toptani ve Arif Hikmet Paşa… Aralarında tek bir Türk dahi yoktu” dedi.
“KAHROLSUN PKK DİYE HAYKIRAMADILAR”
Kahrolsun istibdat, yaşasın özgürlük diye bağırıp alkış toplayanların TBMM kürsüsünden bir gün dahi Kahrolsun PKK diye haykırmadığını dile getiren Yazıcı, “Hayatını emperyalizmle mücadele için geçiren Sultan Abdülhamit Han’a o gün iftira atanlar bile onun değerini sonradan anlamış, kendisine şiirler yazmışlardır. Şu mısralar, bugünün hainlerinin kulaklarına küpe olsun; Padişah hem zalim, hem deli dedik… / İhtilâle kıyam etmeli dedik / Şeytan ne dediyse, biz beli dedik / Çalıştık fitnenin intibahına” diye konuştu.
ABDÜLHAMİD VE ATATÜRK…
Sultan Abdülhamid ile Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk arasındaki benzerliğe de vurgu yapan Turgay Yazıcı, “Atatürk ile Sultan Abdülhamid arasında çok önemli bir benzerlik bulunmaktadır. İkisi de dünyanın önde gelen emperyalist devletlerin saldırılarına karşı, merkezi coğrafyadaki bir devleti koruma ve kollama çabası içerisinde olmuşlardır. Abdülhamit çökmekte olan bir devleti kurtarmaya çalışırken, Atatürk yıkılan bir yapı sonrasında yepyeni bir devleti yeniden aynı coğrafya üzerinden kurma çabası içerisinde olmuştur. Abdülhamit bir cihan imparatorluğunun uzun süreli ve dirayetli bir padişahı olarak, Atatürk’te ondan sonraki dönemde aynı topraklarda yepyeni bir devletin kurucusu olarak, devlet aklı denilen kavramın farkındaydılar. Her ikisi de uluslararası alanda geçmişten gelen devletler arası büyük oyunun ne olduğunu bilen ve bu doğrultuda kendi devletlerini koruyarak geleceğe dönük olarak kurumlaştırmaya çalışan bir çabanın içerisinde olmuşlardır. Bugün Türk devletinin başında Atatürk ya da Abdülhamit olsaydı ilk yapacakları iş her türlü emperyalist saldırıya karşı çıkarak ve direnerek kendi devletlerini ve ülkelerini korumak olacaktı” açıklamalarında bulundu.