Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Çetinaslan’ın Kültür ve Turizm Bakanlığının izin ve onayıyla İnegöl’ün tarihini gün yüzüne çıkarmak için başladığı yüzey araştırma çalışmalarını sahada ziyaret eden Belediye Başkanı Alper Taban, “Şehrimizdeki bilinmeyenleri gün yüzüne çıkartmak istiyoruz. Şehrimizin gücü, ülkemizin gücü geçmişimizde saklı. Eğer gerçekten bu bilinmeyen yönlerini, parolaları, şifreleri çözebilirsek geçmişten aldığımız güçle geleceğe daha emin adımlarla, güvenle yürüyebiliriz” dedi.
Sanayi, turizm ve tarih değerleriyle adından söz ettiren kadim şehir İnegöl, kendisi de aslen İnegöllü olan Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Çetinaslan ve ekibi tarafından mercek altına alındı. Kültür ve Turizm Bakanlığının izin ve onayıyla Sanat Tarihçi Doç. Dr. Mustafa Çetinaslan başkanlığında “Orta Çağdan Günümüze İnegöl ve Çevresi” konulu yüzey araştırması 15 Haziran tarihinde başladı. İnegöl Belediyesinin de destekleri ile devam eden çalışma ile İnegöl ve çevresindeki kültür varlıklarının tespit ve kayıt altına alınması amaçlanıyor.
GÜCÜMÜZ GEÇMİŞİMİZDE SAKLI
Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Çetinaslan ve ekibi, Hamzabey Mahallesinde Baykoca Türbesi ve yanındaki tarihi cami civarında araştırmalarını sürdürüyor. Belediye Başkanı Alper Taban da bugün sahada süren çalışmaları ziyaret ederek bilgi aldı. Burada bir açıklama da yapan Başkan Alper Taban, “Bildiğiniz gibi şehrimizdeki değerli gün yüzüne çıkarabilmek adına özellikle bu konunun muhataplarıyla bir araya gelerek bilinmeyenleri gün yüzüne çıkartmak istiyoruz. Hatta bazı konuşmalarımda şu cümleleri kullanmıştım; şehrimizin gücü, ülkemizin gücü geçmişimizde saklı. Eğer gerçekten bu bilinmeyen yönlerini, parolaları, şifreleri çözebilirsek geçmişten aldığımız güçle geleceğe daha emin adımlarla, güvenle yürüyebiliriz. Bakın bugün burada kıymetli Mustafa Hocam ve arkadaşlarıyla yapılan çalışmalar neticesinde ben şunu anladım, bir mezar taşını dahi ecdadımız yerine koyarken üzerinde o kadar çok incelikleri barındıracak çizgileri, zanaatını nakşetmiş oraya. Uzaktan mezar taşına baktığınızda bile gerek kişiyle ilgili gerek dönemiyle ilgili bir takım bilgileri elde edebiliyorsunuz. Tabi bunu sadece mezar taşıyla sınırlamayacağız. Burada bulunabilecek bir kayıt, belki tarihin de derinliklerine bizi götürme imkanı oluşturacak. Tarihte belirli kaynaklarla ortaya konmuş değerler var. Bu tarihte bu olay yaşanmış, bu kişi burada yatıyor veya geçmişte şu kale vardı, medrese, cami vardı, türbe vardı gibi pek çok ayrıntıyı yakalamamıza vesile olacak” dedi.
BEYLİKTEN İMPARATORLUĞA GEÇİŞ SÜRECİNİN ŞAHİDİ; İNEGÖL
“Ben ülkemizin her karışının bir tarih yatağı olduğunu gayet iyi biliyorum” sözleriyle konuşmasını sürdüren Taban, “Lakin bunu sadece konuşmaktan ibaret olmayalım, gün yüzüne çıkartalım. Bunu yapabilecek olan bizler değiliz. Muhataplarına teslim ederek uzmanlarımızın, hocalarımızın bunları çalışmasını arzu ettik. Kültür Bakanlığımızdan da gerekli izinleri alarak Selçuk Üniversitesinden Mustafa Hocamız çalışmalara başladı. Mustafa Hocamız da İnegöl’ümüzün bir değeridir. Şehrimizin evladıdır. Ekibiyle birlikte yüzey araştırmalarına başladılar. Örneğin Kulaca Kalesinin keşfi beni inanılmaz heyecanlandıran konulardan bir tanesi. Osmanlı’nın beylikten İmparatorluğa geçiş sürecinde bu coğrafyada belirli mücadeleler yaşandı. Bu yaşanan mücadeleler neticesinde geçmişte orada bir kale varsa o kalenin keşfi, izinin bulunup gün yüzüne çıkarılması veya bunu sadece Kulaca Kalesi ile de sınırlamayalım. Bu şehirde yer alan höyükler var, pek çok tarihi kaynaklarda gördüğümüz alanlarımız var. Bunların tek tek değerlendirilmesi neticesinde belki yeni bilgileri literatüre eklemiş olacağız. Ben hocalarımıza çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Bu işi aşkla yaptıklarını görüyorum. Aynı aşkı ve heyecanı biz de taşıyoruz” ifadelerinde bulundu.