Tarih: 04.12.2024 02:43

Çırak olarak 45 yıl önce başladığı telkari sanatını yaşatmaya çalışıyor

Facebook Twitter Linked-in

 

Şanlıurfa'da Kültür ve Turizm Bakanlığı geleneksel el sanatları sanatçısı 51 yaşındaki Eyüp Sabri Tatlı, 45 yıl önce başladığı telkari sanatını geleceğe aktarmak istiyor.

İnce gümüş tellerin birleştirilerek işlenmesiyle yapılan telkari sanatının yok olmaması için çalışan Tatlı, Balıklıgöl Yerleşkesi'ndeki Şanlıurfa Valiliği Rızvaniye El Sanatları Külliyesi'nde kendisine tahsis edilen atölyede sanatını sürdürüyor.

Mesleğe ilk adımını attığı 6 yaşından bu yana telkariden kopamayan Tatlı'nın yaptığı ürünler, Türkiye'nin farklı yerlerinden müşteri buluyor.

Eyüp Sabri Tatlı, AA muhabirine, küçük yaşlarda başladığı telkari sanatını yaşatmaya çalıştığını söyledi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı geleneksel el sanatları sanatçısı olduğunu belirten Tatlı, "Telkari sanatı benim işim, aşkım, sevdam. Eskiden sanat sahibi olmak isteyen insanlar dükkanlarda sıraya girerlerdi. Şu anda gençler sanat öğrenmek istemiyor. 'Nasıl basit para kazanabiliriz' diye emek vermeden kazanmanın peşindeler. Çevrede 'yaşayan usta' diyorlar, inşallah daha da yaşayacağım. Gücümün yettiği kadar bu telkari sanatını yaşatmaya çalışıyorum." şeklinde konuştu.

Teknolojiye direniyor

Modelleri kendilerinin çıkardığını vurgulayan Tatlı, şunları kaydetti:

"Şimdi bunların makinesi çıkmış. Biz onlarla yarışamıyoruz ama şu anda ne kadar döküm ürün yapılıyorsa yapılsın onların yapılan örnekleri bizim gibi ustaların elinden çıkar. Bunlardan alınan örnekleri giderler kalıba dökerler. Bu modeli biz çıkarıyoruz, sonrasında gidip bunun dökümünü yapıyorlar ama buna hayat, emek veren biziz. Temennimiz inşallah eskiyi yaşatmak. Teknolojiye gücümüz yetmiyor çünkü her şeyin başı teknoloji olmuş."

Yaklaşık 2 yıl önce beyin kanaması ve kısmi felç geçirdiğini dile getiren Tatlı, şöyle devam etti:

"Çalışmasam aç kalmam çok şükür. Emekli bir insanım elhamdülillah ama daha yapacağım çok işim çok var. Yani bu sanata çok emek vermemiz lazım. Ben fizik tedaviye gittim. Fizik tedaviden sonra eski sağlığıma kavuştum. Bu sanat unutulmuş, kaybolmuş, unutulmaya yüz tutmuş bir sanat. Kültür ve Turizm Bakanlığı onun üzerine çok duruyor. Bu sanat Osmanlı sanatıdır. Bizler bugün varız, yarın yokuz. Eğer biz gittikten sonra bu sanat yaşamıyorsa bu sanatın bir anlamı kalmaz. Türkiye'nin her yerinden gelen var. 10 yıl önceki müşterilerim var. Şanlıurfa'ya geldiklerinde yanımıza gelirler."

Tatlı, Harran Üniversitesi ve Büyükşehir Belediyesinde bu sanatı gençlere öğretmek için eğitim ve kurs verdiğini sözlerine ekledi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —