Annesinin adını yaşattığı markasıyla el işi ürünler üretiyor

El sanatlarına ilgisi çocukluk yıllarına dayanan ve dikiş öğretmeni annesi Meziyet Hanım'ın rehberliğinde kendini geliştiren Uyar, 1985'te İstanbul Fatih Sultan Selim Kız Meslek Lisesi El Sanatları Bölümünü bitirdi.

Annesiyle İstanbul Bağdat Caddesi'nde modaevi açan Uyar, bu süreçte tasarım ve terzilik konusundaki becerilerini geliştirip annesinin yurt dışında da tanınmasını sağlayan koleksiyonların parçası oldu.

Modaevini 1989'da Eskişehir'e taşıyan Uyar, annesinin sağlık sorunları nedeniyle işletmeyi kapatmak zorunda kaldı ancak özel sipariş üzerine tasarımlar yapmaya ve üretmeye devam etti. Seramik atölyesinde 7 yıl çalıştıktan sonra mum ve kuru çiçek içeren kandil tasarımlarına yoğunlaşan Uyar, ayrıca İstanbul merkezli gelinlik firmasının Eskişehir şubesinde 10 yıl boyunca gelinlik tadilatı, aksesuar ve duvak tasarımları yaptı.

Satış ve aksesuar tasarımı konusunda deneyim kazanan Uyar, vefat eden annesinin hatırasını yaşatmak ve geleneksel el sanatlarını modern tasarımlarla buluşturmak amacıyla annesi ile kendi isimlerini taşıyan markasını kurdu.

"Renk uyumu ve malzeme çok önemli"

Handan Uyar, AA muhabirine, her gelin için farklı bir aksesuar tasarımı yaptığını, bu süreçte gelinliklerin renk, malzeme ve modeline dikkat ettiğini söyledi.

Düğün konsepti ve ailenin kültürü gibi birçok faktörün tasarımlarında etkili olduğunu belirten Uyar, "Gelinler genellikle bana başvurduklarında gelinliklerini seçmiş oluyorlar. Gelinliklerin üzerindeki malzemelere, örneğin inci varsa, saç aksesuarının gelinlikten kopuk olmaması adına o materyalle çalışıyorum. Renk uyumu ve malzeme benim için çok önemli. Kişiye özel olduğu zaman, kişinin saç rengi, göz rengi bile etkili oluyor." dedi.

Kumaş çiçeklerin yerini ışıltılı taşlar ve boncuklar aldı

Sürekli yeni fikirler geliştirdiğini, yeni malzeme ve tasarımlar keşfettiğini dile getiren Uyar, geleneksel el sanatlarını ve kişisel tasarımlar üretmeyi çok sevdiğini ifade etti.

Eskiden kumaş çiçeklerin yaygın olduğunu, günümüzde ise ışıltılı taşlar ve boncukların daha çok tercih edildiğine değinen Uyar, "Lise eğitimim sırasında kumaşa şekil vererek çiçek yapmayı öğrenmiştim. O bilgiler ışığında çiçek tasarımları da yapıyorum fakat artık daha çok hazır malzemelere geçildi. Işıltı günümüzde çok önemli. Bundan dolayı hazır boncuklar ve taşlar kullanıyoruz. Dayanıklılık ve estetik açısından malzeme seçimlerimi bu doğrultuda yapıyorum." diye konuştu.

Gelin adaylarıyla ekip gibi çalıştıklarını, onların mutluluğunu görmenin kendisi için en büyük ödül olduğunu kaydeden Uyar, atölyesinde yeni fikirler için sürekli arayış içinde olduğunu anlattı.

"Çalışarak çok mutluyum"

Uyar, "Sağlığım el verdiği sürece çalışabildiğim kadar çalışmak istiyorum. Çalışarak çok mutluyum. Üretmek bir terapi gibi, bana iyi geliyor. Atölyemde çok mutluyum." dedi.

Seri üretim yapmadığı için taleplerin fazla olduğunu belirten Uyar, "Bence bir iş fabrikasyon olduğu zaman çokça var demektir. O zaman tek bir ürün gibi anlamlı olamıyor. Seri üretim yerlerinden alındığı zaman bütün gelinler birbirine benziyor. O zaman bir özelliği olmuyor." ifadelerini kullandı.

Handan Uyar, çeyiz sandıklarında bulunan kanaviçeleri, dantelleri ve oyaları değerlendirip nazarlıklar ve duvar süsleri tasarladığını, geleneksel mirası yaşatmak ve yeni nesillere aktarmak amacıyla bu ürünleri de satışa sunduğunu bildirdi.

Sosyal medyadan da satış yaptığını belirten Uyar, Türkiye'nin her yerinden sipariş aldığını ve gelecekte uluslararası pazarlarda da el emeği ürünlerini tanıtmayı hedeflediğini sözlerine ekledi.