Dünyanın yarısını kadınlar oluşturur diğer yarısını da kadınlar yetiştirir

Asuman Aybey, yazılı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Kadın, eğitimde, sanayide, hukukta, sağlık alanında her sektörde yer alan ve alacak olan kadın. Neredeyse her dönemde kendini bilmez insanlar sebebiyle gereksiz nitelendirmeye maruz bırakıldığı ve her kadından, kadınlarımızdan bahsederken konunun şiddete gelmesi sebebiyle nerede yanlış yapıldığına bir bakılmalı. Tüm bunları üzerimize yaftalayan zihinler nasıldır, kimlerdir, ne amaçlar gütmektedirler bir sorgulamak gerek. Her söylemde her işte yer alabileceğini, her alanda yetenekleri olabileceğini belirtmemiz neden gereklidir? Eğitimde, işte fırsat eşitliğinin olması gerektiğini ve kadınların değerinden bahsedilirken neden bir şeyleri kanıtlamak zorundayız?

Kadın kelimesinin kullanımdaki amacı cinsiyet farklılığını belirtmektir aslında.  Ancak toplum göz önüne alındığında kadın bir kelimeden çok bir algıya dönüşmekte. Bunun asıl sebebine birçok açıdan bakabiliriz. Belki eğitim, belki aile, belki de sadece bireyde biter sebebi. Bu öyle bir algıdır ki birçok sorumluluk yükler sırtına. Tabi sorumluluk mu yoksa kendi zihinlerinde kurdukları bir çeşit kurallar mı oraya dönüp bir bakmak gerek. Öte yandan hep bir kusursuzluk beklenir. İyi bir anne, iyi bir eş, işler ile ilgili meseleler. İnsanlar, kadın erkek fark etmeksizin tüm insanlar her konuda iyi olmak ister. Aslında kim istemez ki? Şu an bu yazıyı yazmakta olan ben bile en iyisini yazmak isterim. İşte her insan birçok alanda başarılı olmak ister kimi zaman denge kurmak ister. Bu, kendisi için de faydalıdır birçok zaman. Ancak bunu bir kanun gibi tek bir cinsiyetin üzerinde yüklemek de nedir? Bu sadece kimi şeylerden kaçmak isteğidir bazen de bir cinsiyeti yüceltmeye çalışmaktır.

İnsan, yıkıcı değil yapıcı olmanın faydalarını her zaman hisseder. Akademik alanda kendini geliştirmek de dahildir buna insanlar arasında nasıl biri olduğun bahsedilirken de. İnsan diyerek başladığım bu cümleyi okurken bile kimi akıllara işte bahsettiğim kadın algısı gelir. Kimi insan bundan bir zorunluluk diye bahsederken kimi aydın zihinlerde burada bahsedilen denge faktörünü anlayabilmekte ve bu denge faktöründe anlamına yaraşır bir şekilde cinsiyetin fark etmediğini kavrayabilmektedir.

Unutmayalım ki! Dünyanın yarısını kadınlar oluşturur, diğer yarısını da kadınlar yetiştirir. Kadını veya erkeği, aynı madalyonun iki yüzü gibi telakki eden bir medeniyetin mensupları olan bizler, cinsiyetçi yaklaşımların her türüne karşıyız. Esasen, bu tür cinsiyetçi bakış açıları, bizim değerlerimizle, tarihimizle, sosyal hayatımızın dinamikleriyle de bağdaşmıyor. Kadınların, çarpık bir anlayışla ve sırf cinsiyetleri sebebiyle istismara, şiddete, haksızlığa maruz kalması asla kabul edilebilir bir durum değildir.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Elbet de kutlamak önemlidir, hatırlanmak önemlidir. Ancak bunun tek bir günden ibaret olmadığını insana insan olduğu için güzel ve adil davranmayı, bugünün sadece fiziksel bir gerçeklik olan çiçeklerde değil, adil zihinlerde açan çiçeklerin varlığıyla özel olduğunu tüm toplumun anlaması gerekmektedir. 8 Mart Dünya Kadınlar günümüz ve günlerimiz kutlu olsun”